13 yaşındaki bir çocuğun AIDS’ten ölümü, tehlikeyi göz önüne serdi. İstanbul Tıp Fakültesi’nde 100 çocuğun HIV nedeniyle tedavi gördüğü bildirildi. Uzmanlar “Vakalarda en çok artış 25-35 yaş grubunda ancak onları 15-19 yaş aralığı takip ediyor” dedi. İşte detaylar...
İzmir’de kemik erimesi şüphesiyle hastaneye yatırılan 13 yaşındaki bir çocuğun, HIV pozitif (AIDS hastası) çıktığı ve öldüğü öğrenildi.
İzmir’de 13 yaşındaki çocuğun AIDS’ten hayatını kaybetmesinin ardından İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik İmmunoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayper Somer’in İstanbul Tıp Fakültesi’nde 100 çocuğun HIV pozitif nedeniyle tedavi gördüğünü, bu çocukların 20’sinin ise virüsü cinsel yolla aldığının tespit edildiğini açıklaması gündemi sarstı.
Hürriyet'ten Buse Özel'in haberine göre; Prof. Dr. Ayper Somer “Eski yıllarda böyle vakalarımız tek tüktü. Ancak son yıllarda artış oldu. Son 5-6 yılda bu vakalarda artış oldu. 20 tane takipli cinsel yolla bulaşan AIDS hastası vakamız bulunmakta. 100 vakanın 20’sini oluşturuyor. Şu ana kadar 5 çocuğu kaybetmişiz.
Bizde şu ana kadar istismar vakası sadece 1 tane oldu. Ailelerin bu konuda çok uyanık olması gerekiyor. Çocukların özel yaşamlarını takip etmeleri gerekiyor” dedi. Uzmanlar da Türkiye’de cinsellik yaşının 14’e kadar düştüğünü, 15 -19 yaş arasındaki grupta HIV pozitif vakalarda artış görüldüğünü söyledi.
UYUŞTURUCU BULAŞI ARTIRIYOR
Prof. Dr. Hüsnü Pullukçu (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı): “Sağlık Bakanlığı verilerine göre 15-19 yaş arasındaki artışın korkutucu olduğunun farkındayız. Bu nedenle pediatristlerin dikkatinin artması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre HIV pozitif tanısı alan vakalarda yaş grubuna göre en çok artış 25-35 yaş grubunda ancak onları 15-19 yaş aralığı takip ediyor.
Bu elektronik çağda çocuklara hâkim olmak kolay değil. İnternet ortamı çok tehlikeli. Çocuklar korkutulduğu ve tehdit edildiği için kimseye anlatamıyorlar. Son dönem ilaçlar çok yüksek etkili. Bu nedenle tedavi alan hastalarda son on yıldır anneden bebeğe geçiş nedeniyle yenidoğan enfeksiyonu görmüyoruz. Bir sürü sağlıklı bebeğimiz var annesi hasta olan. Ancak bir diğer bulaş yolu da ortak enjeksiyon kullanımı. Hele ki 15-18 yaş grubundaki artış kesinlikle ya cinsel ya da uyuşturucu iğnelerinin ortak kullanımı ile oluyor. Zaten doğumda enfekte olan bir bebek tedavi edilmezse 10’lu yaşları dahi zor görür. Yenidoğanda bu süre bir yıl. Genellikle 3-4 yaşlarında ağır enfeksiyonlar geçirmeleri nedeniyle tanı alıyorlar.”
CİNSELLİK YAŞI DÜŞTÜ
Doç. Dr. Asuman İnan (Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi ve KLİMİK Derneği HIV Çalışma Grubu Başkanı): “Öncelikle HIV virüsünün kronik bir enfeksiyon haline gelmesi bazen 10 yılı bulabiliyor. Yani yetişkinlerde hiçbir belirti vermeden 10 yıl sürebiliyor. Bunun süresi ile ilgili net bir şey söyleyemiyorum ama çocuklarda çok daha hızlı ilerliyor. Türkiye’de resmi bir veri olmasa da cinsellik yaşının 14’e kadar düştüğüne yönelik bilgiler var. Bakanlık verilerine göre ise Türkiye’de yeni HIV vakalarının büyük çoğunluğu ise 25-29 yaş grubunda. Bir diğer önemli bulgu da 15-19 yaş grubunda da HIV pozitif vakalarda artış olması. Dolayısıyla çocukları hem istismar açısından korunmayı ve bunu anneye, babaya söylemeyi öğretmeliyiz hem de güvenli cinsel ilişki açısından bilgilendirmeliyiz. Dünyada HIV pozitif vakalar azalırken ne yazık ki Türkiye’de artıyor.”
Prof. Dr. Arif Verimli (Psikiyatrist): “Çocukların cinsel açıdan hedef olabileceği, yabancıların kendisine yaklaştırmaması gerektiği ve dolayısıyla en ufak bir yanlış harekette anne-babasına bildirmesi istenir. Ancak çocuklara suç bulunmadan, onları ezmeden, üzmeden ve onların karakteriyle ilgili sarsıntıya uğratmadan bu yapılmalı.”
DAMGALANMA KORKUSU YAYIYOR
Yağmur Şenoğuz (Pozitif Yaşam Derneği Genel Koordinatörü): “Cinsellik yaşı 18’in altına düşmüş durumda. Cinsel ilişki nedeniyle HIV pozitif tanısı almış çocuklar bir yana bir diğer tarafta başka sağlık sorunu ile doktora gitmiş ve cinsel istismara uğradığı anlaşılmış çocuklar bir yana. Burada çocukların istismarını tartışmak gerekiyor. Ancak damgalanma nedeniyle birçok insan test yaptırmaktan korkuyor ve kaçınıyor. Bu da virüsün yayılımını artırıyor.”
100 ÇOCUK TEDAVİ ALTINDA
Türkiye’de çocuk HIV vakalarının takip edildiği merkezlerden İstanbul Tıp Fakültesi’nde 2000 yılından beri 100 HIV pozitif çocuk takip ediliyor. Çocukların 80’ine doğumda, 20’sine ise cinsel yolla virüsün bulaştığı tespit edildi.
İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyonu Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayper Somer, “Bizim eski yıllarda böyle vakalarımız tek tüktü. Ama son 5-6 yıldır bu vakalarda artış oldu” dedi. 100 vakanın 20’sinin cinsel yolla bulaşan vaka olduğunu belirten Somer, şu ana kadar 5 vakanın hayatını kaybettiğini söyledi. Çocuklarda HIV’in nedeni anne değilse cinsel yolla bulaşma söz konusu. Bu da bazen küçük yaşta cinsel birliktelik bazen de istismar anlamına geliyor. Bu nedenle her bir çocuk HIV vakası adli olarak da araştırılıyor.
BİLİNEN SAYI 250
Türkiye’de bilinen, teşhis koyulan 250’ye yakın HIV pozitif çocuk var. Aileleri uyaran Somer, “Çocuklarının özel yaşamlarını takip etmeleri, güvenli ilişki konusunda onların bilgilendirilmesi gerekiyor” diye konuştu. Tedaviler sayesinde son yıllarda anneden bebeğe bulaşma engellenebiliyor. İstanbul Tıp Fakültesi’nde annesi HIV pozitifken sağlıklı dünyaya gelen 200’e yakın çocuk takip ediliyor.
ÇOCUKLAR NASIL ENFEKTE OLUR?
Milliyet'ten Eren Koca'nın haberine göre; Çocuklarda HIV enfeksiyonlarının yüzde 90’ından fazlası, virüsün HIV ile yaşayan bir anneden bebeğine hamilelik, doğum veya emzirme sırasında geçmesiyle oluşan anne-çocuk bulaşmasından kaynaklanır. Bu bulaşma biçiminin riski, annenin HIV enfeksiyonunun ciddiyetine doğrudan bağlı olarak artar.
NASIL ÖNLENEBİLİR?
HIV’in anneden çocuğa bulaşmasını (PMTCT) önlemenin en etkili yöntemi, HIV pozitif hamilelere gecikmeden antiretroviral tedavi (ART) başlatmaktır. ART, annenin kan dolaşımındaki viral seviyeleri azaltır, böylece enfeksiyonu bebeğine bulaştırma riski azalır. ART ayrıca çocuğa doğumdan önce ve sonra uygulanmalıdır.
‘ŞÜPHELENME, TEŞHİS ÖNEMLİ’
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: “2014’te 154 vakaydı. Şimdi 200 civarında. Son 5-6 yıldır çocuk vakalarda tedrici bir artış var. Yetişkinlerdeki AIDS artışına paralel olarak çocuk vakaları da artıyor. Tanı koymak için şüphelenmek lazım. Şüphelenilmiyor çocuk vakalarda. Onun için test sayısı azalıyor. Önemli olan ailelerin ya da hekimlerin şüphelenip test istemesi. Çünkü AIDS hastalığı bazen çok sinsi seyrediyor ama bağışıklık sisteminin çökmesine bağlı olarak ağır da gelişebiliyor. AIDS ile ilgili eğitim lazım. Ancak 5 dakikada baktığınız hastada AIDS düşünüp test yapamazsınız. Bu vakaların iyice değerlendirilmesi lazım ki AIDS’ten şüphelenilsin. Daha fazla test yapılması için sağlık merkezlerinin uyarılması lazım. AIDS tanısı koymak zor değil. Tanının üzerinde durulmalı.”