Bazılarımız hapşırdığında gerçekten de tüm mahalle bunun farkına varacak kadar sesli hapşırıyor. Şok dalgasından pencereler sarsılıyor, köşede uyuyan kedi yerinden zıplıyor ve televizyon karşısında mayışan komşularınız 'Ne oluyor?' diye etrafına bakıyor.
Tabii bir de "Hıpçi!" diye minicik hapşıranlar da var.
Peki ya neden bazılarımız gürültülü, bazılarımız da oldukça sessiz hapşırıyor?
Hapşırdığımızda ne oluyor?
Öncelikle bir noktayı es geçmeyelim: Hapşırmak vücudumuz için önemli bir aktivite. Houston Methodist Akademik Enstitüsü Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümü Başkanı Mas Takashima, "Burun, akciğerler için bir hava filtresidir" diyor. Burnumuzun içinde epitel hücreleri (vücudun her yerinde bulunan çok amaçlı bir hücre), küçük tüyler ve kalın mukustan oluşan sıkı bir ağ bulunuyor. Bu unsurlar, akciğerlerin korunması için dışardan gelen partikülleri hapsediyor. Partiküller fazla sayıya ulaştığında ise dışarı atılmaları gerekiyor.
Burnumuzda ayrıca bağışıklık hücreleri de bulunuyor. Bu hücreler, hapşırmaya sebep olan bileşiklerin sayısı yüksek olduğunda aktifleşiyorlar. Manchester Üniversitesi'nden İmmünoloji Bölümü profesörü Sheena Cruickshank, konuyla ilgili şöyle diyor: "Bu bağışıklık tepkisinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bazı kimyasallar burnumuzun iç yüzeyinde değişikliklere neden olur. Bu değişiklikler, özellikle polenlerden etkilenerek bir yaz geçiren ya da kışın balgam sorunuyla mücadele edenler için tanıdık gelecek. Vücut daha fazla mukus üretir, burunda şişme başlar ve yüze duyu sağlayan trigeminal sinir yoluyla beyne sinyaller gönderilir. Bu sinyal beynimizin tabanındaki medulla oblongata adı verilen bir bölge tarafından işlenir ve refleksif kas kasılmalarına neden olur. Tüm bunlar hapşırmaya yol açar. Ancak hapşırmanın nedenleri çeşitlilik gösterse de, bir virüsün çimen poleninden daha yüksek sesle hapşırmaya neden olması için hiçbir neden yoktur."
HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ